11 Şubat 2009 Çarşamba

“İtalyanlar” İstanbul'da

"Magnum" nedir?
Herkes için bir heyacandır. Bazıları için "kızgın kumlardan serin sulara atlamak", bazıları için doğrudan o sulara atlayan fıstıklar! :) Bazıları için 80'lerin fenomen polisiye dizisi, bazıları içinse dizideki yakışıklı dedektifin ta kendisi! :) Yani Tom Selleck, hem de gençliği!

Oysa benim gibi ultra sanatsever entellektüel (!!!:)) bir insan evladı için öyle mi ya? Benim için Magnum eşittir dünyanın en güzel fotoğrafları. Magnum Photos. Bilen bilir, bilmeyen de bilsin lütfen ama, aaa!!! Fotoğraf sanatının efsanevi isimlerinden oluşan bu saygıdeğer ajansa benim saygım hakikaten sonsuz! Türkiye’den üye olabilen tek fotoğrafçı Ara Güler mesela bu ajanslar üstü ajansa... Diğer bazı fotoğrafçılarıyla da birkaç sene önce İstanbul Modern'deki "Magnum Fotoğrafları ile Türkiye" sergisinde tanıştım ve tanıştığıma da çok memnun oldum doğrusu. (Ah ne nefis sergiydi o!)

Şimdi bir Magnum fotoğrafçısının İstanbul'da bir sergisi açılırsa napıyorum? Napıcam, koşa koşa gidip sergiyi geziyorum... Peki bir Magnum fotoğrafçısının İstanbul'da bir sergisi açılırsa, üstelik de adı "İtalyanlar" olursa ne yapıyorum? Koşa koşa gidip sergiyi gezmeden önce, oturup hemen bu blogu yazıyorum! :)

Duyduk duymadık demeyin: Bruno Barbey'in 1960'lı yıllarda İtalya'da çektiği fotoğraflardan oluşan "İtalyanlar" sergisi, 13 Şubat-14 Mart arasında Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde... "1960'lı yıllarda İtalya'da" diyince, aklıma hemen La Dolca Vita geliyor. Barbey'in gözünden de İtalyanlar, küçük, teatral bir dünyanın başrol oyuncuları olarak sunuluyormuş. Sergilenecek fotoğraflardan birinde, Vespa'sını yattığı odaya park etmiş bir İtalyan var mesela! (Bu La Dolce Vita'yla biraz çelişti ama...!? :))

"Çalışmalarındaki özgün dil, hödö, ..." falan gibi geyiklere girip size Barbey'in ne müstesna bir fotoğrafçı olduğunu anlatmaya çalışmıycam. Internet sitesindeki online gallery bölümüne bir göz atmanız yeterli. Adam zaten, lafın gelişi değil kelimenin gerçek anlamıyla tam 40 yıllık Magnum fotoğrafçısı. Üstelik fotoğrafları için, National Geographic'in en acımasız fotoğraf editörü Ken Kobersteen "mucizevi inciler" tanımlamasını yapmış. E daha ne?

Sizi bilmem. Ben Onüçüncü Cuma falan demiycem, ilk açıldığı gün hemen gidip sergiyi gezicem. "İtalyanlar" İstanbul’a gelmiş, kaçırır mıyım?! :)